Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

23 Ocak 2016 Cumartesi

The Revenant -Diriliş





Oscar ödüllü yönetmen Alejandro G. Inarritu efsanevi Hugh Glass’i The Revenant/Diriliş filmiyle beyazperdeye taşıdığı gibi ,aynı zamanda senaryosuna da Mark L. Smith’le birlikte Michael Punke’nin aynı isimli romanından uyarlayarak katkıda bulunmuş.  19. Yüzyılda Amerika sınırında yaşanan destansı hayatta kalma mücadelesini konu alan Diriliş, seyirciyi 1823 Amerika’sının güzelliğine, gizemine ve tehlikesine çekiyor.Çekimler tamamen doğal ışıkla Kanada'da el değmemiş bir bölgede yapılmış.Başrolleri Leonardo DiCaprio (Hugh Glass)ve Tom Hardy’nin(John Fitzgerald) paylaştığı The Revenant kürk avcısı Hugh Glass’ın bir boz ayının saldırısına uğramasından sonra ölüme terk edilmesi ve onu soğukta ölüme terk eden kişiye karşı beslediği intikam duygusu ile tekrar ayağa kalkmasını anlatıyor.
 
Hugh Glass kürkleri için hayvanları avlayan bir kuruluş için çalışan deneyimli bir tuzakçıdır.  Avlandıkları bölgelerde kendilerinden başka hem Kızılderililer hem de Fransız birlikleri bulunmaktadır. Bir  av sonrasında bir boz ayı tarafından ölümcül ağır  yaralanan Glass'ı, yavaşlamamak adına ekibi ölüme terk eder. Fakat bölgeyi herkesten iyi bilen avcı Glass hayata tutunur ve yavaş da olsa yaraları iyileşir. Zira yaşama tutunması için oldukça geçerli bir sebebi vardır. Hayatta kalma mücadelesinde Glass, çok güvendiği John Fitzgerald (Tom Hardy) tarafından ihanete uğramıştır bunun üzüntüsünü yaşamaktadır. İradesi ve ailesine duyduğu sevgi sayesinde, sert bir kışı atlatmalı ve intikamını almalıdır.
 
Filme dair önemli notları altını çizerek paylaşmak isterim.Olağanüstü zor iklim şartlarında çalışılmış.Eksi 40 derecenin altında kameralar çalışmadığı için çekimlere haftalarca  ara verilmesi gerekmiş.   Filmde Leonardo di Caprio'nun o kadar az diyaloğu olan sahne varki,hayatta kalma mücadelesini sadece  beden dili, jest ve mimikleriyle ifade etmek zorunda kalmış.Hakkını verdiğine kesinlikle katılıyorum.  Zaten Altın Küre ödülünü aldı.  
 
Belki de filme damgasını vuran en önemli sahne boz ayı ile olan boğuşmada yönetmen Alejandro G.Inarritu, görüntü yönetmeni Emmanuel Lubezki’nin ortak çalışması ,Leonardo di Caprio'nun oyunculuğu ve makyör Duncan Jarman tarafından saldırma sahnesi için yapılan Leonardo Di Caprio’nun vücudunun tamamını yaralarla donatan  ve beş saatlik makyajı da ilave edersek ortaya çok başarılı bir sahne çıkmış.  


 



Filmi izlerken senaryodaki pek çok gizli detay dikkat çekiyor. Bunun için tüm oyuncular hayatta kalma becerilerini geliştirmek üzere bir tür kampa girmişler. Mesela doldurulması neredeyse 1 dakika alan eski tip misket tüfeklerini kullanabilmek için uzmanlarla çalışılmış.  Nasıl yemek yenileceği, ağır hava şartlarında nasıl hayatta kalınabileceği öğretilmiş. Bunlar için kürk tüccarlarının günlükleri kaynak olarak kullanılmış.Filmde giymek zorunda olduğu kürk Glass'ı neredeyse öldürmek üzere olan ayının kürkü, ansızın tüm bu hayatta kalma mücadelesinin sembolüne dönüşüyor.

Diriliş öyle bir filmki konudan ziyade oyunculuk ve detaylar üzerinde durulması gerektiği kanısındayım. Ben tercihimi bu yüzden ondan yana kullandım. 



  
 
 

 
 

Hiç yorum yok: