Kelebeğin Rüyası, Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği şiirsel hayatı konu alan 2013 yapımı bir dram.Film
Zonguldak'ta, 1941 yılında geçiyor. Zonguldak'ta yaşayan, iki genç şair Rüştü
Onur (Mert
Fırat) ve
Muzaffer Tayyip Uslu (Kıvanç Tatlıtuğ), yeni yeni
modernleşen bu madenci kentinde memuriyet hayatlarını sürdürürken, bir yandan
da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar.. O dönemde şairlerin Mehmet Çelikel Lisesinde edebiyat öğretmeni olan Behçet Necatigil'i de Yılmaz Erdoğan canlandırmış. aynı
yıllarda Avrupa'da da 2..Dünya Savaşı
yaşanmaktadır. Şairliğe ve sanatta bakışın daha oluşmadığı toplumda şiir ile
uğraşan bu iki veremli genç toplum her kesimine şiiri sevdirmeye
çalışmaktadırlar. Belediye Başkanı'nın kızı Suzan Özsöy (BelçimBilgin)'in Zonguldak'a geri gelmesiyle
Rüştü ve Muzaffer'in şiire olan inancı daha da artar. Muzaffer, Suzan'a aşık
olur. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, ailesinin istememesine rağmen iki gençle
yakın arkadaş olur. Fakat 1940'lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın
da sağlığını git gide tehdit etmektedir. Rüştü ve Muzaffer'in kendi gelecekleri
kurabilme çabası içerisine girerler.
Her aşamasıyla tam bir prodüksiyon, her sahnesiyle çok kaliteli ince işçiliğin olduğu bir film.
Kısa hayatlarına bir de rüya sığdırmış iki kelebeğin oldukça yürek burkan
hikayesinin yanında ''Vatan borcu çalışarak ödenir'' diyerek 15-65 yaş arası
her erkeği maden ocaklarına kapatıp balo salonlarında,tenis kortlarında keyif
süren insanları görmek ayrı bir acı katıyor filme.
Kendi adıma filmi çok beğendim. İzlemeye fırsatları olmamışlara tavsiye ederim.
Kendi adıma filmi çok beğendim. İzlemeye fırsatları olmamışlara tavsiye ederim.
Replikleri dikkatle dinlemenizi öneririm. Zaten kalemi kuvvetli olan Yılmaz Erdoğan resmen ''döktürmüş''.
" yazi yazmak icin üc seye ihtiyac var, cogu zaman sizde ikisi yok."
Kac kisi anlar bu ince detayları acaba? Küçümsemek için yazmadığıma emin olun. Gönlüm tek tek bütün cümleleri buraya taşımayı dilerdi.
Uzun bir film olmasına rağmen dikkatimi çeken husus şu oldu. Lüzumsuz tek kare yok.Bunu nereden öğrendim?Senaryo kursuna gittiğimde bize öğretilen ilk şey senaryoya hizmet etmeyen kareleri kıyıp atın oldu.
Farah Zeynep Abdullah aslında yardımcı oyuncu değil. Belçim Bilgin esas kadın oyuncu koltuğunun hakkını verememiş.Mert Fırat her zamanki gibi muhteşem . Kıvanç Tatlıtuğ ise beklediğimin çok üstünde bir performansla rolünün hakkını vermiş.kendisi büyük keyifle izledim. Kendini aşmış desem yerinde olacağı kanaatindeyim. Müzikler Rahman Altın imzalı. Keyifle dinleyin.
Film, Eylül
2013 tarihinde, 86. Akademi Ödülleri'nde En İyi
Yabancı Film dalında Oscar aday adayı olarak seçilmiştir.[3]Yollarının açık ve aydınlık olmasını dilerim.
Serenad Göksel
16.9.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder