Dün akşam Atv ‘de yayına giren ‘’Bu şehir
arkandan gelecek’’ adlı dizinin konusu çok ilgi çekici. Uzun soluklu olmasını
dileyerek hikayenin birinci bölümünü yorumladım.
Ali (Kerem Bürsin) henüz beş yaşındayken
annesinin ölümüne şahit olmuştur,onu yük gemilerinde aşçılık yapan Rauf(Osman
Alkaş) sahiplenir ve büyütür. 24 yıl birlikte gemilerde çalışırlar. Rauf,
Ali'ye hem annelik hem de babalık yapar, yaşadığı travmayı unutturmak için
hayatını ona adar. Ali hissettiği derin boşluğu gemi mürettebatı ile, “anne” dediği
Rauf’la, denizle ve boks yaparak kapatır.Yirmi sekiz yaşına geldiğinde, beş dil
konuşan, yakışıklı, olgun ve sosyal bir gemi mürettebatı olmuştur. Özellikle İstanbul'a
uğrayan gemilerde çalışmak istemez. Yıllar sonra "Rauf anne"si kendi hastalığının ilerlediğinin farkındadır. Ölmeden Ali'nin
geçmişindeki sırları açığa çıkarmaya, Ali'yi ait olduğu kişiye emanet etmeye
kararlıdır. Bu sebeple eski boks şampiyonu Şahin Vargı'yı(Gürkan Uygun) bulur.
Ali İstanbul'da
limana inmemekte ısrarlıdır ama Rauf'u kıramaz. Çalıştığı gemi İstanbul
limanına geçici olarak yanaştığında limana inmesiyle birlikte hiç beklemediği bir
öykünün kahramanı olur.
Derin'le (Leyla Lydia Tuğutlu) hikayeleri böyle
başlar.
Armatör Tekin Mirkelamoğlu'nun kızı olan Derin
henüz 23 yaşındadır ve zorla evlendirilmek istenmektedir ancak gerçekleştirmek
istediği hedefleri vardır. Nişanlısı Yiğit'le evlilik arifesinde olması mutluluğundan ziyade mutsuzluğunu arttırır. Derin, babasının kendisini dans yarışması seçmelerinden çıkardığını
öğrenince ona karşı çıkmak için limana gider. Babasına bütün mal ve mülkünden
vazgeçtiğini söyleyip limandan ayrılmak üzereyken Ali'nin yakınında çantasından dans ayakkabısını düşürünce
önüne yepyeni bir hayatın kapıları aralanır. Ali, Derin'e düşürdüğü ayakkabısını
teslim etmek için Derin'in peşinden gider, böylece 20 yıldır köşe bucak kaçtığı
İstanbul'dan, geri dönüşü olmayan bir yola girmiş olur.
Limana ayak bastıklarında olaylar hiç de Rauf'un
düşündüğü gibi gelişmez. Ali, gemiden iner inmez, kim olduğunu bilmediği bir kızın
hikayesinin kahramanı olur. Ali'nin içinde bulunduğu gemi limana yanaşırken,
Derin hayatının değişeceğinin farkında değildir.
Şahin Vargı (Gürkan Uygun)unutulmaya yüz tutmuş
bir boks efsanesidir. Sevdiği tek kadını kaybetmiş, oğlunu da yitirdiğine inanmıştır;
maddi sıkıntılarla dolu hayatı artık amaçsızdır. Ringe yeniden dönmesini sağlayacak
bir enerjiye ihtiyacı vardır. İntihar etmek için silahı eline aldığında Rauf'un
onu araması; çok iyi boks yapan bir çocuk
var sizi tanıştırmak istiyorum demesi ile Şahin ''yeniden'' hayata döner.
Dikkatimi çeken hususlara gelince;
Derin'in babasıyla ilişkisi ilk başta Derin'in açısından baktığımızda
annesine nazaran daha konforlu bir ilişki izlenimi verdi.
Ancak kızını uzaktan dinlemesi , onun hayatına dans seçme listesinden bir
telefon açıp forsunu kullanarak kızının adını direkt sildirerek karışması aslında tüm problemin
baba kaynaklı ve anne yandaşlı olduğunu gösteriyor. Dik başlı Derin babasına rağmen seçmelere katılır bunu öğrenen babası ise geri adım atar.
Ancak
tüm bu olumsuz gelişmelerde Derin karakteri sadece repliklerini seslendirmekle boşlukta kaldı. Üzgün olması gereken kız birden maceracı
birine dönüştü. Burada bu üzüntüyü destekleyecek bir kaç kare daha
verilmeliydi. Herhalde önümüzdeki bölümlere bırakıldı.
Tekin ve Yiğit bu üçlünün hayatında oluşacak
bütün problemlerin etkeni olma yolundalar. Birinci bölüm sonu itibariyle
Şahin'in çöküşü durdu, Derin ailesi ile ipleri kopardığını sanıyor, Ali ise
pasaportundaki en önemli iki yırtılan sayfa yüzünden İstanbul’da ''esir'' kaldı.
Şahin'in yanına gidip kalmak dışında yaşamak istemediği bu şehirde hiç bir
seçeneği yok.
Kerem Bürsin'in oyunculuğundaki rahatlığı çok beğendim. Gürkan Uygun ve Osman Alkaş da fevkalade idiler. Gerek partner olarak, gerek oyunculuk performansı açısından Leyla Lydia Tuğutlu'nun doğru kast olmadığı inancındayım. Umarım ileriki bölümlerde izleyiciye konunun gerektirdiği duyguyu yaşatır. Kendisine yazılan rolü hissettirerek ve ikna ederek canlandırır.
Kerem Bürsin'in oyunculuğundaki rahatlığı çok beğendim. Gürkan Uygun ve Osman Alkaş da fevkalade idiler. Gerek partner olarak, gerek oyunculuk performansı açısından Leyla Lydia Tuğutlu'nun doğru kast olmadığı inancındayım. Umarım ileriki bölümlerde izleyiciye konunun gerektirdiği duyguyu yaşatır. Kendisine yazılan rolü hissettirerek ve ikna ederek canlandırır.
Diğer dizilerin yeni bölüm yayınlamadığı haftada bu dizinin başlamasını akıllıca buluyorum. Asıl reyting yarışı haftaya başlayacak.
Bütün ekibin emeklerinin karşılığını görmelerini diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder