Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

11 Eylül 2014 Perşembe

Sadece Sen



Hazal’la Ali  “Sadece Sen” dediler ve vazgeçmediler.
  
Hakan Yonat’ın yönetmenliğini yaptığı “Sadece Sen” filminde İbrahim Çelikkol ve Belçim Bilgin  engellere rağmen birbirinden vazgeçmeyenlerin hikayesini anlatıyor.  Gündüz su bayisinde çalışan Ali, (İbrahim Çelikkol) gece işi olarak otoparka girince Hazal’la tanışıyor. İş arkadaşıyla, meşhur bir markanın su damacanasını getirdikleri, köhne spor merkezinde, hocasından (Cezmi Baskın) tokat yemesi sonrasında eskiden boks yaptığını öğreniyoruz. Boksa ara vermiş uzunca bir süre ortalardan kaybolmuş; onu yetiştiren antrenörünü yolda bırakmış.   




Hazal (Belçim Bilgin) üniversite sıralarında geçirdiği trafik kazasında kör olan, kendi halinde, ayakları üzerinde durmaya gayret eden, naif, biraz yalnız, hayata olumlu bakan genç bir kız.  Gözlerini ileri yaşlarda kaybetmiş iş dönüşlerinde uğradığı otoparkta, bekçinin gözleriyle,televizyonda dizi izliyor.
Hayatındaki en büyük zorluk patronunun kurları.            

        Filmin Can Alıcı 2 Noktası  var.
     Hazal’ın trafik kazası geçirdiği sahnesi. Hem çekimler çok güzeldi. Hem de milyonda bir olacak bir hadiseye ‘’aslında Ali’nin müsebbibi olduğu kaza esnasında Hazal’ın gözlerini kaybetmiş olması.’’
   
2.     Ali’nin Hazal’a hediye ettiği yavru köpeğin Ali’yi tanıyıp üstüne atlaması. Köpek kokusunu aldığı kişiyi asla unutmaz. O köpek ikisinin de kokusunu aldığı için birleştirici bir unsur.


Ali’yle Hazal’ın hayatları boşuna kesişmiyor. Önemsiz saydığımız karşılaşmalar, kaybedişler, kazanımlar, bazen anlamsız diye adlandırdığımız  bir hissediş bir bakarızki hiç de o kadar anlamsız değildir. 


İbrahim Çelikkol (Ali’nin )  bir yanda Hazal’a  duyarlı yaklaşımını diğer yanda dövüş esnasındaki sert sahnelerini çok iyi canlandırmış.   

Filmde hoşuma giden sahnelerden biri Ali (İbrahim Çelikkol) Hazal’ın evine gidiyor ve çarpabileceği/takılabileceği her yeri düzenliyor.  Kısacası onun gözüyle bakmayı başarabiliyor. Çünkü istiyor. Bu  çok nadir görülen bir olgudur. Kıymeti bilinmeli. Zaten Hazal da bunun kıymetini biliyor. Görmese de hissediyor.

Bir de Hazal’ı  ona asılan patronundan   kurtarması.   Gözü görmediği için kendisini koruması güç tabii.

Ali çoktan bıraktığı dövüşmeyi  Hazal’ı ameliyat ettirip gözlerinin açılması için ve vicdan azabından kabul ediyor. Dövüşten sağ çıkamama ve sevdiği kadını bir daha hiç göremeyecek olduğu riskinin farkında.

Nihayetinde Ali çok sağlam bir delikanlı iken dövüş sonrası bastonla yürümek  zorunda kalır. Hazal’dan saklamaya çalışır. Bazen öyle zamanlar olurki keşke sevdiğim benim bu istem dışı en kötü hallerime şahit olmasaydı dersin. Çekinirsin, kötü gözlerle veya sana acımayla karışık bakılacağını düşünürsün. ‘’Kaçmaya çalışırsın’’.



 Sonuçta genç yaşta aşkı tatmış biri olarak bana film  çok dokundu.  Ve Ali’nin sağlam iken düştüğü durum da beni  etkiledi (mevcut durumumda onu çok iyi anlıyorum).