Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

19 Temmuz 2014 Cumartesi

Kış Uykusu








Kış Uykusu hiç makas değmemiş, herkesin bildiği gibi Nuri Bilge Ceylan  imzalı Cannes Altın Palmiye ödüllü  bir film.Vaktiniz varsa mutlaka izleyin.







Kış Uykusu;yalnızlık, uzaklık, Ceylan’ın tarzının devam ettiği bir Türk (ZeynoFilm), Alman (Bredok), Fransız (Memento) ortak yapımı.



Filmin hikayesi ailesine yapılan haksızlıkla kendince mücadele etmek isteyen çocuk İlyas’ın Aydın’ın arabasının camını kırmasıyla başlıyor. Kimsenin cevaplamaya cesaret edemediği asıl soru ortaya çıkıyor böylece “Bu çocuk bu camı niye kırdı?
Konusu da  (Aydın)Haluk Bilginer İstanbul’daki hayatını bırakıp Kapadokya’ya yerleşmiş  küçük denizde büyük balık , aynı zamanda  eski bir oyuncu ve kötü bir koca . Ailesinden kalan otantik hoteli işletiyor, hotelin adı Shakespeare’in ünlü dramı Othello’dan alınmış. 


 Aydın'ın karısı Nihan (Melisa Sözen) ve ablası Necla (Demet Akbağ), Kapadokya’nın kendine has mağaramsı evlerinin birinde kendi iç dünyalarına çekilmiş aile olamamış bir aile.Derin bir yalnızlıkta egolu üç ana karakter düşünün.






Filmde en çok dikkatimi çeken unsur. Herkesin haklı olması oldu. Herkes fikrini karşı tarafı acıtacağını aslında bile bile dile getiriyor. Diyaloglar karakterlerin ağızlarına o kadar iyi oturmuş ki, ağızlarından kelimeler döküldükçe onların gerçek kişiler olduklarına inanıyorsunuz. Ve çok  sayıda küçümseme, aşağılama ve hor görme bulunmakta. Tüm konuşmalar olduğu gibi direkt izleyiciye sunulmuş. Bir sahne 30-45' arasında. Aktüel ve gündelik tüm mevzulara geniş yer ayrılmış. Düşününki evinizde ailece oturup bir köşeye bir kamera koyup herşeyi çekiyorsunuz. Görüntüler harika ve fonda tek piyano eşliğinde. Mekanlar sade ve çoğunlukla boğucu. Oyuncular filmi nerdeyse tek giysi ile bitiriyorlar.  Arada sırada espriler olmasa bu film dayanılmaz yalnız. 11 matinesine girdim çıkışım 14:45'ti. Doğal bir film derken küfür de dahil. Ana karakterlerden Demet Akbağ'ın birden filmden yok olması ilginçti. Çok ortada bırakılmış. Hidayet, İmam Hamdi gibi diğer yan karakterler ise  çaresizlikleriyle, güçlüler(!) Aydın ve ailesinin etrafında dönüp duruyorlar.


Nejat İşler ve Tamer Levent haricindeki tam kadro. 




''Belki biliyorsunuzdur Kapadokya “Güzel Atlar Ülkesi” demek,  atla ilgili sahneyi Kapadokya mekan olarak kesinleştikten sonra eklemiş Nuri Bilge Ceylan. Çocuk İlyas’ın bayıldığı sahne, arkasından birkaç saniye Nihan’ın o kocaman gözleri ve hemen ardından çamurlu dereden zorla çekilip çıkarılmaya çalışılan o bembeyaz atı görünce beyninizden vurulmuşa dönüyorsunuz. Gökhan Tiryaki kamera açılarında çok güzel bir iş çıkarmış yine.

Diyaloglarda Shakespeare gibi birçok yazar ve filozofa ait sözler kullanılmış.


Senaryosunun tamamlanması 6 ay, çekimi ise 3,5 ay süren “Kış Uykusu” için bir röportajında Nuri Bilge, Çehov kısa hikayelerinden çıktı bu film diyor. Neredeyse hiçbir şey olmuyormuş gibi ama bu 3 saatte ne kadar çok şey olup bitiyor bir bilseniz. 






Cannes Film Festivali esnasında Soma maden faciası yaşanmıştı. Buna tüm film ekibinin duyarlılık göstermeleri beni çok etkilemişti. (Biz burada ödül peşindeyiz ülkemizden uzaktayız.''Bize ne'' diyebilirlerdi. Ama yapmadılar.)  




Saygılarımla,
Serenad Göksel