Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

19 Ocak 2014 Pazar

Escape Plan/Kaçış Planı


 
 
Şu anda vizyonda olan bir film. Bütün film Sylvester Stallone’un  üstüne kurulmuş. Arnold Schwarzenegger gibi diğer oyuncular tamamen yan roldeler. Senarist(Paul Haggis)  , Görüntü Yönetmeni (Stephane Fontaine) ve Montaj (Paul Fedor) alanları  güzel bir üçgen oluşturmuşlar.  Son zamanlarda gördüğüm en güzel aksiyon, zeka dolu bir  film eş zamanlı tüm fizik kurallarına da dikkat çeken bir yapım. Demir vidaların kaç derecede genleşerek yerlerinden fırlayabileceğine dek ince hesaplar yapılmış bir eser. Kimilerine göre lüzumsüz sayılabilecek bilgilerin bu filmde bir mahkuma ne kadar lazım olabileceği görülüyor. Hiç kimsenin  firar edemeyeceği şekilde dizayn edilmiş bir hapishane ; ancak bu mahkum tüm bu engellerin üstesinden geliyor . Çekimler  ve Dizayn (Design) muhteşem.  Kısacası kaçırmayın. Ben bir dakika bile  kopmadan izledim hatta bitmesini istemedim.
 
Filmin konusu:
Dünyanın en önemli güvenlik uzmanlarından biri olan Ray Breslin, işinde son derece tanınan bir güvenlik tasarımcısıdır. Kendi tasarlayıp inşa ettiği üst düzey korumalı hapishanenin konuklarından biri ise kendisi olur. Kendi tasarladığı hapishanede şimdilerde mahkum olarak yer alan Ray, yüksek güvenlik engellerini bir bir aşarak firar etmek zorunda kalır.  Bu yolda hapishanenin en saygı duyulan mahkumlarından olan gizemli Emil ile anlaşır. Emil'in tek derdi arkadaşlarına zarar gelmemesi, hapishane şartlarının mümkün mertebe insancıl olmasıdır. Ancak Ray'in planları bambaşkadır...
1408 ve Evil filmlerinin yönetmeni Mikael Håfström'ün yönetmenliğini üstlenmiş.  The Passion of the Christ ve The Thin Red Line filmlerinin başrollerinden tanıdığımız Jim Caviezel de filmin oyuncuları arasında bulunuyor.
 

17 Ocak 2014 Cuma

Prenses Diana


Prenses Diana’yı çok severdim. Dolayısıyla bu filmi izlemeliydim. Kendisini yakından takip ettiğime inanırdım. Oysaki filmde Prenses Diana’nın pek çok bilmediğim kendimce doğru ve yanlış yönleriyle tanıştım. İster istemez kendimi yerine koydum tabii ben onun yaptıklarının kaçta kaçını yapardım diye. Onun da yaptığı gibi tüm hayır işlerinde bulunurdum. Gerek giyimiyle gerek faaliyetleriyle kalıpları yıkmaktaki cesaretini hep sevmişimdir. Böylece planlı /plansız Kraliçe Elisabeth’in hep bir adım önünde ve halkın sevgilisi olmuştur.(Ben olsaydım,Kraliçe’nin önüne planlı geçmezdim. Ama halkımın beni içten sevmesini isterdim).   Eşimi ise ‘’elimde tutmak’’ için çocuk yapmazdım. Bence bu bir kadının yapabileceği en yanlış şeylerden biri. ( Bunu geçmişi bildiğimden yazıyorum. Yoksa filmde işlenen bir konu değil.)   Çocuklarım olsaydı, son nefesime dek sahip çıkardım ama sadece ayda 1 görmeye -Kraliyet ailesi'nin  kararıdır- razı olmazdım.  Basınla katiyen bu kadar iç içe yaşamazdım.  Sevdiğimle ortak bir hayat kurmak isteyip de onun için iyi olacağını düşündüğüm şeyleri önce onunla oturur konuşur ortak karar sonrasında eyleme dönüştürürdüm emrivaki yapmazdım.-madem forsum var-  vs.. Geçmişten filmde işlenmemiş bir kare daha dün gibi gözümün önünde –okulda koşu yarışı var. Tüm veliler çocukları için koşarlarken ona denirki ; siz Prenses’siniz koşamazsınız. O da  ‘’hayır efendim’’ der, bu sınıfta benim çocuklarımda var onlar için ben de yarışacağım. Tabii ki yarışır üstelik birinci gelir. Çocuklarının gururunu bir de siz düşünün.  Gerisini her zamanki gibi izleyiciye bırakıyorum.

Filmin özeti:

1997’de şüpheli bir trafik kazası ile hayatını kaybeden Prenses Diana’yı beyazperdeye taşıyan film, Leydi Di ve Hasat Khan ile olan ilişkisine odaklanıyor. Kimilerine göre Dr. Hasnat Kahn, Leydi Diana'nın hayatının aşkıydı ve iki yıl süren bu ilişkiden sonra derin bir aşk acısı yaşamaya başladı. 1997 yılında şaibeli bir trafik kazası meydana geldi ve henüz 36 yaşında Leydi Diana, Bu kaza tüm dünya için büyük bir şoktu.
Prenses Diana ve Hasnat Kahn’ın 1995-1997 yılları arasında yaşadıklarından yola çıkarak Prenses'in bu dönemini anlatan filmin yönetmenliğini Oliver Hirschbiegel üstlenirken başrolde Naomi Watts bulunmakta.

7 Ocak 2014 Salı

''Cinayet'' adlı yeni dizi


‘’Cinayet’’ adlı KanalD’nin yeni dizisinin 1. Bölümü çok güzeldi. Ahmet Mümtaz Taylan ve Goncagül Sunar’ın performanslarına hayran kaldım. Özlemişim onları. Eğer vaktiniz varsa henüz 1. Bölümdeyiz. Mutlaka izleyin derim. Hesapta bu sene izlediğim dizileri azaltmıştım. Ama artık gururla görüyorumki Türkiye’de çok güzel projeler üretilmeye başlandı. Belki de bu benim pozitif bakış açımdan kaynaklanıyor. Bilemiyorum. Tenkit etmekten ziyade olumluyu görmeye odaklanıyorum.    
 
Serenad Göksel
7.1.2014